Uğur BÜLBÜL

 

 

Şehit Düştüğü Tarih: 10 Eylül 2001

 

Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Taksim Gümüşsuyu

 

Doğduğu Tarih: 1 Şubat 1976

 

Doğduğu Yer: Kastamonu, İnebolu

 

Mezar Yeri: Bartın

 

 

Taksim Gümüşsuyu’ndaki Çevik Kuvvet Birliğine karşı gerçekleştirdiği feda eyleminde halkın adaletinin temsilcisi olarak şehit düştü.

 

Uğur Bülbül'ün feda eylemi üzerine DHKC Basın Bürosu tarafından yapılan 10 Eylül 2001 tarihli, 208 Nolu açıklamada Uğur'un yaşamı, devrimci mücadelesi ve eylemine ilişkin şunlar belirtildi:

 UĞUR’LAR, BU TOPRAKLARIN İNSANIDIR; ONLARI DEVRİMCİLEŞTİREN, BU TOPRAKLARDAKİ AÇLIK VE ZULÜM DÜZENİDİR! Bu ülkede açlık var, zulüm var. Öyleyse Uğur’lar da olacak. Binlerce, yüzbinlerce Uğur’la, adalet, eşitlik, özgürlük gelecek. Milyonlarca Uğur’la bu düzen değişecek.

Kim Uğur? Gelin, birlikte tanıyalım.

Yoksulluğu, açlığı, düzeni, zulmü görmüş bir insanımız. 65 milyondan biri. 

Uğur, 1 Şubat 1976, İnebolu-Kastamonu doğumludur. İlk, orta ve liseyi Bartın’da okumuştur. 15 yaşından itibaren garson, barmen olarak çeşitli işlerde çalışmaya başladı. 1994’de bir dönem bir şirkette bilgisayar operatörü olarak çalıştı.

Cephemizle ilk tanışması, ilişki kurması 1996 yılındadır.

29 Nisan'da 1996’da bir pankart asma nedeniyle gözaltına alındı. Ve serbest bırakıldı. Bu arada askere gitti. Askerlik dönüşünde, bu davasından dolayı tutuklandı.

19 Aralık katliamında Bartın hapishanesindeydi. Vahşeti yaşadı.

Ardından Sincan F Tipi hapishanesine atıldı. Tecrit, izolasyon haline bürünen zulmü gördü. Zulüm onu devrimcileştirmiştir.

 

***

 

Tahliye olduktan sonra partiye yazdığı

mektubundan:

 

"Arkadaşlarla konuştuğum gibi ben buraya ölüm orucuna girmeye gelmiştim. Sonunda öleceğimi biliyorum. O yüzden ölüm nereden ve ne şekilde gelirse gelsin sefa gelsin hoş gelsin. Her türlü göreve hazırım feda eylemi için de evet gönüllüyüm. Kararlıyım. Partinin bana harcadığı emek boşa gitmeyecek. Böyle bir görev için benim görüşümün alınması bana onur verdi. Yaşamım partime, halkıma, vatanıma feda olsun.

 

***

 

Feda eylemi için partiye yazdığı gönüllülük mektubu

 

"Merhaba, Ben bu sürecin başından beri içinde sayılırım. Ulucanlar katliamından üçgün önce hapishaneye girdim ve 19-22 Aralık operasyonundan sonra tahliye oldum. Bu süreci şöyle kendi açımdan değerlendirdiğimde yepyeni bir insan olarak çıktım. Düşmanla yüz yüze geldim. İşkencelerden geçtim. Yoldaşlığın içini dolduran feda ruhunu yaşadım tanık oldum.

Daha önce de söylediğim gibi ölüm orucu önceleri çok uzak geliyordu sonra bunu aştım ve özümsedim. Hiçbir tereddüte yer kalmayacak şekilde. Bunu burda kaldığım süre içinde de düşündüm. Hep yaparım sonucuna vardım. Hiç tereddüt etmeden.

"Bugün yoldaşlarım katlediliyor, sakat bırakılıyorlar. İşte benim hazmedemediğim nokta buydu. Bunun üzerine bana devrimciliği öğreten insanların mücadeleye ihanet etmesi devrimciliklerinden arınmaları da üstüne eklenince bu benim için dayanılmaz hale geldi. Belki duygusal düşünüyor diyebilirsiniz ama bunların benim çevremdeki insanlar üzerinde yarattığı etkiyi görüpte böyle düşünmemek benim elimde değil. Ben dedim ne yapabilirim? Ya gidip onların bıraktığı yerden devam edecek ölüm orucuna başlayacağım, ya da ölümü başka şekilde karşılayacağım. Süreç bedel istiyor, can istiyor. Atladım arabaya geldim. Düşüncelerimi söyledim, her türlü göreve hazırım dedim. Ölümse ölüm. (...)

Bunu başaracak güç-yürek-cesaret bende var.

Haziran 2001

Uğur Bülbül

 

***

 

Uğur Bülbül'ün Feda Eyleminden hemen önce

kamera karşısında yaptığı konuşma:

 

“Merhaba

Ben UĞUR BÜLBÜL. Ben DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİ ailesinin bir ferdiyim ve bu ailenin ferdi olmaktan onur duyuyorum.

Bugün Türkiye’de çok büyük bir savaş yaşanıyor. Bu savaşın bir cephesinde emperyalistler ve işbirlikçileri, bir cephesinde açlığa yoksulluğa mahkum edilmek istenen halklar. Bugün işbirlikçi Hükümet, IMF politikalarını hayata geçirebilmek için 19 Aralık’ta devrimcilerin bulunduğu tüm hapishanelere bir operasyon düzenledi. Onlarca arkadaşımızı katletti, işkenceden geçirdi. Amaç, IMF politikalarını hayata geçirmekti. Yani halkı teslim almaktı. Halkı teslim almanın yolu ise devrimcileri teslim almaktan geçiyordu.

Devrimciler emperyalizmin iradesi karşısında geri adım atmayarak kararlılıklarını gös-termek için bedenlerini ölüme yatırdılar. Ve 11 aydır ölüm orucundalar. Bu süre içerisinde yaklaşık 64 tane arkadaşımızı, yoldaşımızı şehit verdik. Bugün bunların hesabını sormak için bir eylem yapacağım.

Fazla söze gerek yok. Biz haklıyız ve bu haklılığımızı ölümüne dek savunacağız. Amacımız tüm dünyayı, ülkemizi yaşanabilir bir duruma getirmek. Emperyalizme karşı savaşmak.

Yaklaşık bir kaç saat sonra düşmanın beyninde bir bomba gibi patlayacağım. Çok heyecanlı olduğum için fazla bir şey söyleyemiyorum. Zaten fazla söze de gerek yok. Bana bu görevi verdiği için Partime teşekkür ediyorum.

YA ÖZGÜR VATAN, YA ÖLÜM

KAHROLSUN EMPERYALİZM

KAHROLSUN IMF, YAŞASIN

TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE

YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ

YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİ

YAŞASIN ÖNDERİMİZ DURSUN KARATAŞ”

 

***

 

Uğur Bülbül’ün Kendi Gelişimini Anlattığı Bir

Yazısından:

“Başımı yerden kaldırdım ve

gerçek dünyayı görmeye başladım.”

 

Hapishaneye girdiğim dönem kendimi bambaşka bir dünya içinde buldum. Çevremdeki insanların birbirleriyle ilişkileri bana karşı davranışları o kadar güzel ve farklıydı ki bu bana çok güzel geldi. İlişkiler o kadar temiz ve hiçbir çıkar ilişkisine dayanmıyordu.

Oysa daha önce benim çevremdeki insanların benimle ve kendi aralarındaki ilişkiler hep çıkar üzerineydi. Zamanla bende o özlem duyduğum ve olamaz diye düşündüğüm yaşamın içine girdim. Tabii bu süreçte partimin benim üzerime harcadığı emek olmasaydı bugüne ulaşamazdım.

Artık bambaşka bir dünyanın içindeydim. Eskiden yalnızca benim kendi yarattığım bir dünya vardı. Ailem, arkadaşlarım, işim üzünçler sevinçler. Yani sadece yaşadığım olaylar ve yaşadığım çevreydi benim dünyam. Sonra bana harcanan emek sonrası o at gözlüklerini çıkardım, başımı yerden kaldırdım ve gerçek dünyayı görmeye başladım.

Daha önce çözümsüz açıklanamaz gelen şeyleri çözümlüyor ve açıklıyordum.

 

(Uğur’un bu anlatımı, Özgür Vatan dergisinin 17 Eylül 2001 tarihli 1. Sayısında yayınlanmıştır.)

 

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin...

 

2000-2007 Büyük Direnişi:

 

Yoldaşları, yakınları Uğur Bülbül’ü Anlatıyor:

 

Geri